İtalyanca dilinde en çok kullanılan ilk 50 fiil aşağıda listelenmiştir. Listenin hemen altında ise cümle örneklerine yer verilmiştir:
- essere (olmak)
- avere (sahip olmak)
- fare (yapmak)
- vedere (görmek)
- andare (gitmek)
- sapere (bilmek)
- dare (vermek)
- stare (kalmak, olmak)
- prendere (almak)
- dire (söylemek, anlatmak)
- trovare (bulmak)
- venire (gelmek)
- potere (yapabilmek)
- volere (istemek)
- usare (kullanmak)
- capire (anlamak)
- sentire (hissetmek, duymak)
- parlare (konuşmak)
- credere (inanmak)
- lavorare (çalışmak)
- chiamare (aramak)
- portare (getirmek, taşımak)
- mettere (koymak)
- guardare (bakmak)
- aspettare (beklemek)
- pagare (ödemek)
- rispondere (cevaplamak)
- cercare (aramak)
- vedere (görmek)
- servire (hizmet etmek)
- scrivere (yazmak)
- comprare (satın almak)
- leggere (okumak)
- ricevere (almak)
- aprire (açmak)
- trovare (bulmak)
- giocare (oynamak)
- camminare (yürümek)
- perdere (kaybetmek)
- mandare (göndermek)
- cantare (şarkı söylemek)
- raccontare (anlatmak)
- chiedere (sormak)
- guardare (izlemek)
- arrivare (varmak)
- salire (tırmanmak, yukarı çıkmak)
- scendere (alçalmak, aşağı inmek)
- studiare (çalışmak)
- ballare (dans etmek)
- costruire (inşa etmek)
- riposare (dinlenmek)
- cucinare (pişirmek)
- parcheggiare (park etmek)
- spiegare (açıklamak)
- scegliere (seçmek)
- visitare (ziyaret etmek)
- ascoltare (dinlemek)
- decifrare (deşifre etmek)
- accompagnare (eşlik etmek)
- sognare (rüya görmek, hayal etmek)
- scattare (fotoğraf çekmek)
- chiudere (kapatmak)
- vincere (kazanmak)
- perdere (kaybetmek)
- dovere (zorunda olmak)
- piacere (beğenmek)
- occorrere (gerekli olmak)
- raccogliere (toplamak)
- divertire (eğlenmek)
- sperare (umut etmek)
- suggerire (önermek)
- conquistare (fethetmek)
- organizzare (organize etmek)
- pianificare (plan yapmak)
- dipingere (boyamak)
- giudicare (yargılamak)
- temere (korkmak)
- pensare (düşünmek)
- crescere (büyümek)
- curare (ilgilenmek, tedavi etmek)
- imparare (öğrenmek)
- insegnare (öğretmek)
- amare (sevmek)
- sposare (evlenmek)
- adorare (tapınmak)
- invitare (davet etmek)
- ringraziare (teşekkür etmek)
- augurare (dilemek)
- congratularsi (tebrik etmek)
- proteggere (korumak)
- sopravvivere (hayatta kalmak)
- guarire (iyileşmek)
- sfidare (meydan okumak)
- affrontare (yüzleşmek)
- battere (yenmek)
- sconfiggere (yenmek)
- vincere (kazanmak)
- trionfare (zafer kazanmak)
- riuscire (başarılı olmak)
- fallire (kaybetmek, başarısız olmak)
- tentare (denemek)
Cümle örnekleri:
- Sto cucinando la cena per la mia famiglia. (Ailem için akşam yemeği pişiriyorum.)
- Ho parcheggiato la mia macchina nel parcheggio. (Arabamı otoparka park ettim.)
- Mi può spiegare come funziona questo strumento? (Bu aracın nasıl çalıştığını bana açıklayabilir misiniz?)
- Ho scelto il vestito rosso per il mio matrimonio. (Düğünüm için kırmızı elbiseyi seçtim..)
- Voglio visitare la Torre Eiffel durante il mio viaggio a Parigi. (Paris gezim sırasında Eyfel Kulesi’ni ziyaret etmek istiyorum.)
- Ti prego di ascoltarmi attentamente. (Lütfen beni dikkatlice dinle.)
- Non riesco a decifrare questo codice. (Bu kodu çözemiyorum.)
- Posso accompagnarti alla stazione? (Size istasyona kadar eşlik edebilir miyim?)
- Sto sognando di viaggiare in giro per il mondo. (Dünyayı dolaşmayı hayal ediyorum.)
- Voglio scattare una foto di questo panorama. (Bu panoramanın fotoğrafını çekmek istiyorum.)
- Devo chiudere la finestra prima che inizi a piovere. (Yağmur yağmaya başlamadan pencereyi kapatmalıyım.)
- Spero di vincere la lotteria. (Umarım piyangoyu kazanırım.)
- Non voglio perdere questa opportunità. (Bu fırsatı kaybetmek istemiyorum.)
- Dobbiamo fare i compiti prima di andare a letto. (Yatmadan önce ödevlerimizi yapmalıyız.)
- Mi piace giocare a calcio. (Ben futbol oynamak istiyorum.)
- Adoro il gelato al cioccolato. (Çikolatalı dondurmaya bayılırım.)
- Voglio invitare i miei amici alla festa di compleanno. (Arkadaşlarımı doğum günü partisine davet etmek istiyorum.)
- Ringrazio il mio insegnante per tutto l’aiuto che mi ha dato. (Öğretmenime bana verdiği tüm yardımlar için teşekkür ederim.)
- Ti auguro un felice compleanno! (Doğum günün kutlu olsun!)
- Voglio congratularmi con te per il tuo nuovo lavoro. (Seni yeni işin için tebrik etmek istiyorum.)
- Dobbiamo proteggere l’ambiente. (Çevreyi korumalıyız.)
- Spero di sopravvivere a questo uragano. (Bu kasırgadan sağ çıkmayı umuyorum.)
- Voglio guarire il mio raffreddore il prima possibile. (Soğuk algınlığımı bir an önce iyileştirmek istiyorum.)
- Sfido te a una partita a scacchi. (Sana satrançta meydan okuyorum.)
- Dobbiamo affrontare questo problema insieme. (Bu sorunla beraber yüzleşmek zorundayız.)
- Voglio battere il mio record personale nella corsa. (Yarışta kişisel rekorumu kırmak istiyorum.)
- Spero di sconfiggere il mio avversario al torneo di tennis. (Rakibimi tenis turnuvasında yenmeyi umuyorum..)
- Voglio vincere il premio per il miglior film dell’anno. (Yılın en iyi filmi ödülünü kazanmak istiyorum.)
- Dobbiamo trionfare su questa sfida. (Bu zorluğun üstesinden gelmek zorundayız.)
- Spero di riuscire a superare questo esame. (Umarım bu sınavı geçmekte başarılı olurum.)
- Non voglio fallire questo esame. (Bu sınavda başarısız olmak istemiyorum.)
- Devo tentare di nuovo perché non voglio arrendermi. (Tekrar denemek zorundayım çünkü pes etmek istemiyorum.)
- Mi piace cucinare la pasta con il pomodoro e la mozzarella. (Domates ve mozzarella ile makarna pişirmeyi seviyorum.)
- Dovresti parcheggiare la tua macchina in un posto sicuro. (Arabanızı güvenli bir yere park etmelisiniz..)
- Posso spiegare come funziona questo dispositivo? (Bu cihazın nasıl çalıştığını açıklayabilir miyim?)
- Ho difficoltà a scegliere un regalo per il mio fidanzato. (Erkek arkadaşım için hediye seçmekte zorlanıyorum.)
- Voglio visitare il Colosseo durante il mio viaggio a Roma. (Roma gezim sırasında Kolezyum’u ziyaret etmek istiyorum.)
- Ascolta attentamente quello che ti sto dicendo. (Sana söylediklerimi dikkatlice dinle.)
- Non riesco a decifrare questo messaggio cifrato. (Bu şifrelenmiş mesajı çözemiyorum.)
- Posso accompagnare i miei genitori all’aeroporto domani mattina. (Yarın sabah aileme havaalanına kadar eşlik edebilirim.)
- Sto sognando di vivere in una casa sull’albero. (Bir ağaç evde yaşamayı hayal ediyorum.)
- Voglio scattare una foto del mio cane al parco. (Köpeğimin parkta fotoğrafını çekmek istiyorum.)
- Devo chiudere il negozio prima delle 20. Akşam 8’den önce dükkanı kapatmam gerekiyor.)
- Spero di vincere la lotteria per poter viaggiare per il mondo. (Umarım piyangoyu kazanırım böylece dünyayı dolaşabilirim.)
- Non voglio perdere questa opportunità di lavoro. (Bu iş fırsatını kaybetmek istemiyorum.)
- Dobbiamo fare i compiti prima di guardare la TV. (Televizyon izlemeden önce ödevlerimizi yapmalıyız..)
- Mi piace giocare a pallone con i miei amici. (Arkadaşlarımla futbol oynamayı severim.)
- Adoro il gelato alla vaniglia con le ciliegie. (Vişneli vanilyalı dondurmaya bayılırım.)
- Voglio invitare i miei amici alla festa di laurea. (Arkadaşlarımı mezuniyet partisine davet etmek istiyorum.)
- Ringrazio il mio capo per l’opportunità di lavoro. (Patronuma iş fırsatı verdiği için teşekkür ederim.)
- Ti auguro un felice matrimonio! (Sana mutlu bir evlilik diliyorum!)
- Voglio congratularmi con te per il tuo nuovo bambino. (Yeni bebeğiniz için sizi tebrik etmek istiyorum.)
- Dobbiamo proteggere il nostro pianeta dall’inquinamento. (Gezegenimizi kirlilikten korumalıyız.)
- Spero di sopravvivere a questa tempesta di neve. (Umarım bu kar fırtınasından sağ çıkarım.)
- Voglio guarire il mio mal di testa il prima possibile. (Baş ağrımı bir an önce iyileştirmek istiyorum..)
- Sfido te a una partita a ping pong. (Sana masa tenisinde meydan okuyorum.)
- Dobbiamo affrontare questa crisi economica insieme. (Bu ekonomik krize birlikte göğüs germek zorundayız..)
- Voglio battere il mio record personale nella maratona. (Maratonda kişisel rekorumu kırmak istiyorum.)
- Spero di sconfiggere il mio avversario al torneo di tennis. (Rakibimi tenis turnuvasında yenmeyi umuyorum.)
- Voglio vincere il premio per il miglior libro dell’anno. (Yılın en iyi kitabı ödülünü kazanmak istiyorum.)
- Dovresti parcheggiare la tua bicicletta in un luogo sicuro. (Bisikletinizi güvenli bir yere park etmelisiniz.)
- Posso spiegare come funziona questo computer? (Bu bilgisayarın nasıl çalıştığını açıklayabilir miyim?)
- Ho difficoltà a scegliere un regalo per la mia sorella. (Kız kardeşime hediye seçmekte zorlanıyorum.)
- Voglio visitare il Duomo di Milano durante il mio viaggio in Italia. (İtalya gezim sırasında Milano Katedrali’ni ziyaret etmek istiyorum.)
- Ascolta attentamente quello che ti sto dicendo. (Sana söylediklerimi dikkatlice dinle.)
- Posso accompagnare i miei genitori al supermercato domani pomeriggio. (Yarın öğleden sonra aileme markete kadar eşlik edebilirim.)
- Voglio scattare una foto del mio gatto mentre dorme. (Kedimin uyurken fotoğrafını çekmek istiyorum.)
- Devo chiudere il negozio prima delle 21. (Akşam 9’dan önce dükkanı kapatmam gerekiyor..)
- Spero di vincere la lotteria per poter comprare una nuova casa. (Yeni bir ev alabilmek için piyangoyu kazanmayı umuyorum.)
- Non voglio perdere questa opportunità di studio all’estero. (Bu yurtdışı eğitim fırsatını kaybetmek istemiyorum.)
- Mi piace giocare a pallavolo con le mie amiche. (Arkadaşlarımla voleybol oynamayı severim.)
- Voglio invitare i miei amici al mio compleanno. (Arkadaşlarımı doğum günüme davet etmek istiyorum.)
- Ringrazio il mio dottore per la cura che mi ha dato. (Doktoruma bana gösterdikleri ilgi için teşekkür ederim.)
- Ti auguro un felice viaggio! (Sana mutlu bir yolculuk diliyorum!)
- Spero di sopravvivere a questo terremoto. (Umarım bu depremden sağ çıkarım.)
- Voglio vincere il premio per il miglior artista dell’anno. Yılın en iyi sanatçısı ödülünü kazanmak istiyorum.)
- Spero di riuscire a superare questo esame di diritto. (Umarım bu hukuk sınavını geçmekte başarılı olurum.)
- Non voglio fallire questo esame di matematica. (Bu matematik sınavında başarısız olmak istemiyorum.)
- Mi piace cucinare il risotto con i funghi e il formaggio. (Risottoyu mantarlı ve peynirli pişirmeyi seviyorum.)
- Dovresti parcheggiare la tua moto in un posto protetto. (Motosikletinizi korunan bir yere park etmelisiniz.)