Aşağıda İtalyanca dilinde en çok kullanılan 50 zarf liste halinde verilmiştir. Listenin hemen altında bu zarfların kullanımını gösteren cümle örnekleri bulunmaktadır.
- molto (çok)
- sempre (daima)
- spesso (sık sık)
- ancora (yine, hala)
- già (zaten, önceden)
- poi (öyleyse, o halde)
- oggi (bugün)
- subito (hemen, derhal)
- presto (yakında)
- tardi (geç)
- mai (asla)
- talvolta (bazen)
- di solito (genelde)
- di nuovo (tekrar, yine)
- veramente (gerçekten)
- forse (belki)
- chiaramente (açıkça)
- proprio (kesinlikle, tam olarak)
- volentieri (memnuniyetle)
- lentamente (yavaşça)
- velocemente (çabucak)
- accuratamente (tam olarak, kesin olarak)
- facilmente (kolayca)
- difficilmente (zorlukla)
- sicuramente (kesinlikle)
- probabilmente (muhtemelen)
- quasi (neredeyse)
- certamente (şüphesiz)
- naturalmente (doğal olarak)
- evidentemente (belli ki, açıkça)
- abbastanza (yeterli)
- poco (biraz)
- meno (az)
- più (daha)
- troppo (çok fazla)
- così (böylece, bu yüzden)
- quindi (öyleyse)
- perciò (bu nedenle)
- inoltre (ayrıca)
- anche (hem de)
- tuttavia (her nasılsa, nasıl olursa olsun)
- comunque (her halükarda)
- infatti (aslında, gerçekte)
- invece (yerine)
- in realtà (gerçekte)
- in effetti aslında)
- davvero (gerçekten)
- effettivamente (aslında)
- sinceramente (içtenlikle)
- verosimilmente (büyük ihtimalle, muhtemelen)
Cümle örnekleri:
- Ho mangiato molto pane a cena. (Akşam yemeğinde çok ekmek yedim.)
- Marco è sempre in ritardo. (Marco her zaman geç kalır.)
- Spesso vado in palestra al mattino presto. (Genellikle sabah erkenden spor salonuna giderim.)
- Ancora non capisco come funziona questo apparecchio. (Bu cihazın nasıl çalıştığını hala anlamış değilim.)
- Già fatto! (Zaten bitti!)
- Poi siamo andati al cinema. (Daha sonra sinemaya gittik.)
- Oggi è una bellissima giornata. (Bugün güzel bir gün.)
- Subito dopo cena, ho fatto una passeggiata. (Yemekten hemen sonra yürüyüşe çıktım.)
- Arriverò presto all’aeroporto. (Birazdan havaalanına ulaşacağım.)
- Sono arrivato tardi alla festa. (Partiye geç kaldım.)
- Non mi è mai piaciuto il sushi. (Suşiyi hiç sevmedim.)
- Talvolta mi piace fare una passeggiata al parco. (Bazen parkta yürüyüş yapmayı severim.)
- Di solito, mi alzo presto la mattina. (Genelde sabahları erken kalkarım.)
- Voglio provare di nuovo questo nuovo ristorante. (Bu yeni restoranı tekrar denemek istiyorum.)
- Veramente non sapevo che fosse il tuo compleanno. (Gerçekten doğum günün olduğunu bilmiyordum.)
- Forse potremmo andare al cinema questo fine settimana. (Belki bu hafta sonu sinemaya gidebiliriz.)
- Chiaramente, hai bisogno di un nuovo cappotto. (Açıkçası, yeni bir paltoya ihtiyacın var.)
- Voglio proprio quel libro. (Tam olarak o kitabı istiyorum.)
- Volentieri vengo con te al museo. (Seninle memnuniyetle müzeye gelirim.)
- Camminiamo lentamente, per favore. (Yavaş yürüyelim lütfen.)
- Corri velocemente se vuoi vincere la gara. (Yarışı kazanmak istiyorsan hızlı koş.)
- Ho scritto accuratamente l’indirizzo sulla busta. (Adresi zarfın üzerine doğru yazdım.)
- Questo compito è facile. (Bu görev kolay.)
- È difficilmente possibile superare questo esame. (Bu sınavı geçmek zor.)
- Sicuramente vincerai il premio. (Ödülü kesinlikle kazanacaksınız.)
- Probabilmente piove domani. (Muhtemelen yarın yağmur yağacak.)
- Ci siamo quasi. (Neredeyse geldik.)
- Certamente voglio partecipare alla festa. (Partiye kesinlikle katılmak istiyorum.)
- Evidentemente, non hai capito ciò che ho detto. (Anlaşılan sen benim dediğimi anlamamışsın.)
- C’è abbastanza cibo per tutti. (Herkese yetecek kadar yiyecek var.)
- Non ho molto tempo. (Fazla zamanım yok.)
- Ho meno soldi di te. (Senden daha az param var.)
- Vorrei un po’ più di zucchero, per favore. (Biraz daha şeker istiyorum lütfen.)
- Ho mangiato troppo gelato. (Çok fazla dondurma yedim.)
- Non riesco a credere che sia vero, è così strano. (Bunun doğru olduğuna inanamıyorum, çok garip.)
- Ho capito, quindi posso andare adesso. (Anladım, bu nedenle artık gidebilirim.)
- Non mi piace questo film, perciò vado a casa. (Bu filmi sevmiyorum, bu yüzden eve gidiyorum.)
- Inoltre, ho anche comprato dei fiori. (Ayrıca çiçek de satın aldım.)
- Anche io voglio andare al mare quest’estate. (Ben de bu yaz denize gitmek istiyorum.)
- Tuttavia, non so nuotare. (Ancak, ben yüzme bilmiyorum.)
- Comunque, ho deciso di andare lo stesso. (Neyse, gitmeye karar verdim.)
- Infatti, era proprio quello che volevo. (Aslında tam istediğim gibi oldu.)
- Invece di andare al cinema, vado a casa. (Sinemaya gitmek yerine eve gidiyorum.)
- In realtà, non mi piace il caffè. (Aslında ben kahve sevmem.)
- In effetti, stavo scherzando. (Aslında şaka yapıyordum.)
- Davvero non sapevo che fosse il tuo compleanno. (Gerçekten doğum günün olduğunu bilmiyordum.)
- Effettivamente, sono d’accordo con te. (Aslında sana katılıyorum.)
- Sinceramente, mi dispiace per quello che ho detto. (İçtenlikle, söylediklerim için özür dilerim.)
- Verosimilmente, arriverà presto. (Yakında gelmesi muhtemeldir.)