I take the bus to work every day.
Her gün işe otobüsle giderim.
You take a picture of the landscape.
Manzara fotoğrafı çekiyorsunuz.
He takes the kids to school.
Çocukları okula götürüyor.
She takes her dog for a walk.
Köpeğini yürüyüşe çıkarıyor.
It takes a long time to finish the project.
Projeyi bitirmek uzun zaman alıyor.
We take a break for lunch.
Öğle yemeği için mola veriyoruz.
They take a flight to the next city.
Bir sonraki şehre uçuyorlar.
I took the bus to work yesterday.
Dün işe otobüsle gittim.
You took a picture of the landscape last weekend.
Geçen hafta sonu bir manzara fotoğrafı çekmiştin.
He took the kids to school this morning.
Bu sabah çocukları okula o götürdü.
She took her dog for a walk yesterday.
Dün köpeğini yürüyüşe çıkardı.
It took a long time to finish the project last month.
Geçen ay projeyi bitirmek uzun zaman aldı.
We took a break for lunch yesterday.
Dün öğle yemeği için ara verdik.
They took a flight to the next city last night.
Dün gece bir sonraki şehre uçakla gittiler.
I will take the bus to work tomorrow.
Yarın işe otobüsle gideceğim.
You will take a picture of the landscape later.
Daha sonra manzaranın fotoğrafını çekeceksiniz.
He will take the kids to school early.
Çocukları erkenden okula götürecek.
She will take her dog for a walk later.
Daha sonra köpeğini yürüyüşe çıkaracak.
It will take a long time to finish the project.
Projeyi bitirmek uzun zaman alacak.
We will take a break for lunch tomorrow.
Yarın öğle yemeği için mola vereceğiz.
They will take a flight to the next city next week.
Gelecek hafta bir sonraki şehre uçacaklar.
I would take the bus to work if it was cheaper.
Daha ucuz olsa işe otobüsle giderdim.
You would take a picture of the landscape if you had a better camera.
Daha iyi bir kameranız olsaydı, manzaranın fotoğrafını çekerdiniz.
He would take the kids to school if he had a car.
Arabası olsa çocukları okula götürürdü.
She would take her dog for a walk if it wasn’t raining.
Yağmur yağmasa köpeğini yürüyüşe çıkarırdı.