I look at the menu.
Menüye bakıyorum.
You look at the stars.
Yıldızlara bakıyorsun.
He looks at his phone.
Telefonuna bakar.
She looks at her reflection.
Yansımasına bakıyor.
It looks like rain.
Yağmur gibi görünüyor.
We look for a new house.
Yeni bir ev bakıyoruz.
They look at the paintings.
Resimlere bakarlar.
I looked at the menu yesterday.
Dün menüye baktım.
You looked at the stars last night.
Dün gece yıldızlara baktın.
He looked at his phone this morning.
Bu sabah telefonuna baktı.
She looked at her reflection last week.
Geçen hafta yansımasına baktı.
It looked like rain yesterday.
Dün yağmura benziyordu.
We looked for a new house last month.
Geçen ay yeni bir ev aradık.
They looked at the paintings last week.
Geçen hafta resimlere baktılar.
I will look at the menu later.
Menüye daha sonra bakacağım.
You will look at the stars tonight.
Bu gece yıldızlara bakacaksın.
He will look at his phone in the meeting.
Toplantıda telefonuna bakacak.
She will look at her reflection before she leaves.
Ayrılmadan önce yansımasına bakacak.
It will look like rain later.
Daha sonra yağmur gibi görünecek.
We will look for a new house next month.
Gelecek ay yeni bir ev bakacağız.
They will look at the paintings tomorrow.
Yarın resimlere bakacaklar.
I would look at the menu if I was hungry.
Acıksam menüye bakardım.
You would look at the stars if it was clear night.
Hava açık olsa yıldızlara bakardın.
He would look at his phone if he was waiting for a message.
Mesaj beklerse telefonuna bakardı.
She would look at her reflection if she was going out.
Dışarı çıkarsa yansımasına bakardı.