İngilizce Conditionals Konu Anlatımı (If Clause Koşullu Cümle Yapıları)

İngilizce koşul cümleleri, varsayımsal veya potansiyel bir durumu ve bunun sonucunda ortaya çıkan eylemi ifade etmek için kullanılan dilbilgisel bir yapıdır.

“Eğer” kelimesi ve koşulu veya durumu açıklayan bir yan tümce ve ardından ortaya çıkan eylemi veya sonucu açıklayan bir yan tümce kullanılarak oluşturulurlar. Her birinin kendine özgü yapısı ve kullanımı olan sıfır koşullu, birinci koşullu, ikinci koşullu ve üçüncü koşullu dahil olmak üzere çeşitli türleri vardır.

Örneğin, ilk koşullu, “if” yan tümcesinde şimdiki zamanı ve ana yan tümcede gelecek veya “will” i kullanarak gelecekteki bir olasılığı tanımlamak için kullanılır.

If Clause Koşullu Cümle Örnekleri:



If I have time, I will visit you.
Zamanım olursa seni ziyaret edeceğim.

If it rains, we will stay inside.
Yağmur yağarsa içeride kalacağız.

I would go to the party if I wasn’t feeling sick.
Hasta olmasam partiye giderdim.

If you study hard, you will pass the exam.
Çok çalışırsan sınavı geçersin.

If I win the lottery, I will buy a house.
Piyangoyu kazanırsam bir ev alacağım.

If he asks me, I will say yes.
Bana sorarsa, evet diyeceğim.

If she had listened to me, she wouldn’t be in this situation.
Beni dinleseydi bu durumda olmazdı.

If they offer me the job, I will take it.
Bana iş teklif ederlerse kabul ederim.

If I had known about the traffic, I would have left earlier.
Trafiği bilseydim, daha önce ayrılırdım.

If you need help, just ask me.
Yardıma ihtiyacın olursa, sadece bana sor.

If you don’t hurry, you will be late.
Acele etmezsen geç kalacaksın.

If I finish my work early, I will go for a walk.
İşimi erken bitirirsem yürüyüşe çıkacağım.

If it gets too cold, we can turn on the heater.
Çok soğursa, ısıtıcıyı açabiliriz.

If she comes to the meeting, I will talk to her.
Toplantıya gelirse onunla konuşurum.

If you don’t study, you will fail the test.
Çalışmazsan, sınavda başarısız olursun.

If I had more money, I would travel more.
Daha çok param olsa daha çok gezerdim.

If they invite us, we will go to the party.
Bizi davet ederlerse partiye gideriz.

If he calls me, I will answer.
Beni ararsa, cevap vereceğim.

If she finishes her work early, she will come to the party.
İşini erken bitirirse partiye gelir.

If I see him, I will tell him about the meeting.
Onu görürsem, ona toplantıdan bahsedeceğim.

If it snows, we can go sledding.
Kar yağarsa, kızakla kaymaya gidebiliriz.

If you don’t eat breakfast, you will be hungry later.
Kahvaltı yapmazsan daha sonra acıkacaksın.

If I finish my work on time, I will go out with my friends.
İşimi zamanında bitirirsem arkadaşlarımla dışarı çıkarım.

If they don’t arrive soon, we will start without them.
Yakında gelmezlerse, onlarsız başlayacağız.

If you don’t pay attention, you will miss important details.
Dikkat etmezseniz önemli detayları kaçırırsınız.

If it gets too hot, we can turn on the air conditioning.
Çok ısınırsa, klimayı açabiliriz.

If she doesn’t come to the meeting, we will proceed without her.
Toplantıya gelmezse, onsuz devam ederiz.

If he doesn’t call me, I will assume he’s not interested.
Beni aramazsa, ilgilenmediğini varsayacağım.

If I had more free time, I would volunteer more.
Daha fazla boş zamanım olsaydı, daha fazla gönüllü olurdum.

If you don’t eat healthy, you will feel bad.
Sağlıklı beslenmezsen kendini kötü hissedersin.

If it rains, I will bring an umbrella.
Yağmur yağarsa şemsiye getireceğim.

If she doesn’t finish her work on time, she will have to stay late.
İşini zamanında bitiremezse geç kalmak zorunda kalacak.

If he asks me to marry him, I will say yes.
Bana evlenme teklif ederse, evet diyeceğim.

If I find the time, I will go to the gym.
Vakit bulursam spor salonuna gideceğim.

If you don’t save money, you will have financial problems.
Para biriktirmezseniz, finansal sorunlarınız olur.

If it’s sunny, we can have a picnic.
Hava güneşliyse piknik yapabiliriz.

If she needs help, she can ask me.
Yardıma ihtiyacı olursa bana sorabilir.

If he doesn’t show up, we will continue without him.
Gelmezse onsuz devam ederiz.

If I don’t get the promotion, I will look for a new job.
Terfi almazsam yeni bir iş arayacağım.

If you don’t study, you will regret it later.
Ders çalışmazsan sonradan pişman olursun.

If it’s cold, we should wear warm clothes.
Hava soğuksa kalın giysiler giymeliyiz.

If she doesn’t get the job, she will apply somewhere else.
İşi alamazsa başka bir yere başvuracak.

If he doesn’t apologize, I will be angry.
Özür dilemezse kızacağım.

If I don’t like the movie, I will leave.
Filmi beğenmezsem giderim.

If you don’t exercise, you will be out of shape.
Egzersiz yapmazsan, formunu kaybedersin.

If it’s windy, we should bring a jacket.
Rüzgarlıysa, bir ceket getirmeliyiz.

If she doesn’t like the food, she can order something else.
Yemeği beğenmezse başka bir şey sipariş edebilir.

If he doesn’t come to the meeting, he will miss important information.
Toplantıya gelmezse önemli bilgileri kaçırır.

If I don’t finish my work on time, I will stay late.
İşimi zamanında bitiremezsem geç kalacağım.

If you to procrastinate, you will have a lot of work to do at the last minute.
Ertelerseniz, son dakikada yapacak çok işiniz olacak.

Bir yanıt yazın