Parler – Je parle français.
Konuşmak – Fransızca konuşuyorum.
Écouter – Tu écoutes de la musique.
Dinlemek – Müzik dinlersiniz.
Regarder – Nous regardons la télévision.
İzlemek – TV izliyoruz.
Vivre – Ils vivent en France.
Yaşamak – Fransa’da yaşıyorlar.
Aimer – Je t’aime.
Sevmek – Seni seviyorum.
Travailler – Elle travaille dans une banque.
Çalışmak – Bir bankada çalışıyor.
Étudier – Nous étudions pour le examen.
Ders çalışmak – Sınava çalışıyoruz.
Dormir – Tu dors beaucoup.
Uyumak – Çok uyuyorsun.
Marcher – Ils marchent dans le parc.
Yürümek – Parkta yürüyorlar.
Courir – Je cours tous les matins.
Koşmak – Her sabah koşarım.
Manger – Nous mangeons un bon repas.
Yemek yemek – Güzel bir yemek yiyoruz.
Boire – Tu bois de l’eau.
İçmek – Su içersiniz.
Danser – Ils dansent ensemble.
Dans etmek – Birlikte dans ediyorlar.
Chanter – Je chante une chanson.
Şarkı söylemek – Bir şarkı söylüyorum.
Jouer – Tu joues du piano.
Çalmak – Piyano çalıyorsun.
Lire – Il lit un livre.
Okumak – Bir kitap okuyor.
Écrire – Elle écrit une lettre.
Yazmak – Bir mektup yazıyor.
Conduire – Je conduis une voiture.
Sürmek – Araba kullanıyorum.
Voyager – Nous voyageons à l’étranger.
Seyahat etmek – Yurt dışına seyahat ediyoruz.
Voler – Il vole un avion.
Uçmak – Uçakla uçar.
Nager – Elle nage dans la piscine.
Yüzmek – Havuzda yüzüyor.
Skier – Il skie sur les montagnes.
Kayak yapmak – Dağlarda kayak yapıyor.
Patiner – Tu patines sur la glace.
Paten yapmak – Buz üzerinde kayıyorsunuz.
Rêver – Je rêve de voyages.
Hayal etmek – Seyahat etmeyi hayal ediyorum.
Apprendre – Nous apprenons le français.
Öğrenmek – Fransızca öğreniyoruz.
Enseigner – Il enseigne l’histoire.
Öğretmek – Tarih öğretiyor.
Aider – Tu aides les gens.
Yardım etmek – İnsanlara yardım edersiniz.
Guider – Il guide les touristes.
Rehberlik yapmak – Turistlere rehberlik eder.
Protéger – Elle protège la nature.
Korumak – Doğayı korur.
Défendre – Il défend les droits des enfants.
Savunmak – Çocukların haklarını savunur.
Servir – Tu sers le repas.
Servis Yapmak – Siz yemeği servis edin.
Préparer – Elle prépare le déjeuner.
Hazırlamak – Öğle yemeğini hazırlar.
Cuisiner – Il cuisine une bonne soupe.
Pişirmek – İyi bir çorba pişirir.
Payer – Nous payons la facture.
Ödemek – Faturayı öderiz.
Gagner – Tu gagnes beaucoup d’argent.
Kazanmak – Çok para kazanırsınız.
Perdre – Il perd souvent ses clés.
Kaybetmek – Sık sık anahtarlarını kaybeder.
Emprunter – Elle emprunte de l’argent.
Ödünç vermek – Borç alır.
Louer – Nous louons un appartement.
Kiralamak – Bir daire kiralıyoruz.
Acheter – Tu achètes un cadeau.
Satın Almak – Bir hediye alıyorsunuz.
Vendre – Il vend sa voiture.
Satmak – Arabasını satıyor.
Recevoir – Elle reçoit un paquet.
Almak – Bir paket alır.
Donner – Nous donnons une aide financière.
Vermek – Mali yardım veriyoruz.
Envoyer – Tu envoies un message.
Göndermek – Bir mesaj gönderirsiniz.
Répondre – Il répond à la question.
Cevaplamak – Soruyu cevaplar.
Demander – Elle demande un conseil.
Tavsiye etmek – Tavsiye istiyor.
Expliquer – Il explique les règles.
Açıklamak – Kuralları açıklar.
Comprendre – Tu comprends la leçon.
Anlamak – Dersi anladınız.
Oublier – Nous oublions souvent notre sac.
Unutmak – Sık sık çantamızı unuturuz.
Se souvenir – Elle se souvient de ses vacances.
Hatırlamak – O tatilini hatırlıyor.