İngilizce Present Simple Tense (Geniş Zaman) Konusu ve Cümle Örnekleri

İngilizce Present Simple Tense,  Türkçe diline geniş zaman olarak çevrilir ve günlük hayatta en sık kullanılan zamanlardan biridir. Bu makalemizde İngilizce Present Simple Tense konusuna değineceğiz. Kullanım alanlarını ve kişi zamirlerine göre fiil çekimlerini tablolarla öğreneceğiz.

Bu zamanda; olaylar, alışkanlıklar ve gerçekleri ifade etmek için kullanılır. Formül olarak, İngilizce’de “to be” fiili kullanılmazken “to have” fiili kullanılır.

Present Simple Tense şahıs zamirlerine göre çekimleri tablo şeklinde aşağıdaki gibidir:

ÖZNE OLUMLU  OLUMSUZ SORU
I Work Do not work Do I work?
You Work Do not work Do you work?
He / She / It Works Does not work Does he/she/it work?
We Work Do not work Do we work?
They Work Do not work Do they work?

Lütfen unutmayın ki, İngilizce’de “to be” fiili kullanılmazken “to have” fiili kullanılır.

Örnekler:

  • Olumlu cümle formülü: Özne + Fiil (yalın hal ve He / She / It özneleri geldiğinde S,ES takısı) + Nesne

Örnek : I work as a teacher. (Ben bir öğretmen olarak çalışıyorum.)

  • Olumsuz cümle formülü: Özne + Do not / Does not + Fiil (yalın hal) + Nesne

Örnek : I do not work as a doctor. (Ben bir doktor olarak çalışmıyorum.)

  • Soru cümlesi formülü: Do / Does + Özne + Fiil (yalın hal) + Nesne?

Örnek : Do you work as a nurse? (Sen hemşire olarak çalışıyor musun?)

Present Simple Tense’in diğer kullanımları arasında, gelecekteki planlar veya programlar için kullanılması da yer alır.

Örnekler:

  • I am leaving for London next week. (Gelecek hafta Londra’ya gidiyorum.)
  • The train departs at 8:00 am. (Tren saat 8:00’de hareket edecek.)

Ayrıca, genel gerçekleri ifade etmek için de kullanılabilir.

Örnekler:

  • Water boils at 100 degrees Celsius. (Su 100 derece Celsius’te kaynar.)
  • The earth goes around the sun. (Dünya güneş etrafında döner.)

Present Simple Tense genellikle “always“, “usually“, “often“, “sometimes” gibi zaman zarfları ile birlikte kullanılır.

Örnekler:

  • I always wake up early in the morning. (Ben her zaman sabah erken uyanırım.)
  • They usually go out on Friday nights. (Onlar genellikle cuma gecesi dışarı çıkarlar.)

Özetle: Present Simple Tense, geniş zaman olarak adlandırılır ve günlük hayatta sık kullanılan bir zamandır. Olaylar, alışkanlıklar ve gerçekleri ifade etmek için kullanılır. Bu zaman ile gelecekteki planlar ve programları ifade etmek ve genel gerçekleri ifade etmek de mümkündür.

İngilizce Present Simple Tense Cümle Örnekleri:



I eat breakfast at 7:00 am every morning.
(Ben her sabah saat 7:00’de kahvaltı yaparım.)

She studies English at university.
(O üniversitede İngilizce öğrenir.)

He drinks coffee every morning.
O her sabah kahve içer.)

We play football on Sundays.
Biz pazar günleri futbol oynarız.

They like to watch movies on Friday nights.
(Onlar cuma gecesi film izlemekten hoşlanırlar.)

I work as a teacher.
(Ben bir öğretmen olarak çalışıyorum.)

She doesn’t like to read books.
O kitap okumaktan hoşlanmaz.)

He always arrives on time.
(O her zaman zamanında gelir.)

We go to the gym twice a week.
(Biz haftada iki kez spor salonuna gideriz.)

They usually eat dinner at 8:00 pm.
(Onlar genellikle saat 8:00’da akşam yemeği yerler.)

I do not smoke.
(Ben sigara içmem.)

She speaks French fluently.
(O Fransızca’yı akıcı bir şekilde konuşur.)

He likes to play guitar.
(O gitar çalmaktan hoşlanır.)

We live in a big city.
(Biz büyük bir şehirde yaşıyoruz.)

They travel often.
(Onlar sık sık seyahat ederler.)

I don’t understand the question.
(Soruyu anlamıyorum.)

She writes poetry in her free time.
(O boş zamanlarında şiir yazar.)

He doesn’t watch much television.
(O çok fazla televizyon izlemez.)

We like to listen to music.
(Biz müzik dinlemekten hoşlanırız.)

They are happy people.
(Onlar mutlu insanlardır.)

I know how to swim.
(Ben nasıl yüzüleceğini biliyorum.)

She wants to learn Spanish.
(O İspanyolca öğrenmek istiyor.)

He can play the piano.
(O piyano çalabilir.)

We go to school every day.
(Biz her gün okula gideriz.)

They don’t like to cook.
(Onlar yemek yapmaktan hoşlanmazlar.)

I take a shower in the morning.
(Ben sabahları duş alırım.)

He reads the newspaper every day.
(O her gün gazete okur.)

She listens to music while she works.
(O çalışırken müzik dinler.)

We go for a walk in the park on weekends.
(Biz hafta sonları parkta yürüyüş yaparız.)

They watch sports on television.
(Onlar televizyonda spor izlerler.)

I don’t eat meat.
(Ben et yemem.)

She likes to dance.
(O dans etmekten hoşlanır.)

He works hard to achieve his goals.
(O amaçlarına ulaşmak için sıkı çalışır.)

We visit our grandparents every month.
(Biz her ay büyükannelerimizi/büyükbabalarımızı ziyaret ederiz.)

They don’t like to go to parties.
(Onlar partilere gitmekten hoşlanmazlar.)

I watch a movie once a week.
(Ben haftada bir kez film izlerim.)

She takes a yoga class twice a week.
(O haftada iki kez yoga dersi alır.)

He drinks orange juice in the morning.
(O sabah portakal suyu içer.)

We go to the beach in the summer.
(Biz yaz aylarında sahile gideriz.)

They play video games in their free time.
(Onlar boş zamanlarında video oyunları oynarlar.)

Bir yanıt yazın