Aşağıda günlük hayatta sık sık kullanılan İtalyanca cümle örneklerini bulabilirsiniz.
Non so cucinare bene. | Ben iyi yemek yapamam. |
Non preoccuparti, tutto andrà bene. | Endişelenmeyin, her şey yoluna girecek. |
Tom non sa leggere molto bene. | Tom çok iyi okuyamaz. |
Mi stia bene! | İyiyim! |
La bistecca è ben fatta. | Biftek iyi yapışmış. |
Funziona incredibilmente bene. | O inanılmaz derecede iyi çalışıyor. |
Lei gioca bene a pallacanestro? | İyi basketbol oynar mısın? |
Come si sta sentendo? “Sto bene.” | Nasıl hissediyor? “İyiyim.” |
Quel cappello vi sta bene addosso. | O şapka sana çok yakışmış. |
La pizza e la birra stanno bene assieme. | Pizza ve bira birlikte iyi gider. |
Questo ragazzo canta bene | Bu çocuk iyi şarkı söylüyor |
Lei parla molto bene il francese. | O çok iyi Fransızca konuşur. |
Chi le ha detto che non stavo bene? | İyi olmadığımı sana kim söyledi? |
Questo vestito vi sta bene. | Bu elbise sana çok yakışmış. |
Tu sai suonare bene il pianoforte? | Piyanoyu iyi çalabilir misin? |
Ha dormito bene la scorsa notte. | O dün gece iyi uyudu. |
La scorsa notte ho dormito bene. | Ben dün gece iyi uyudum. |
Io canto bene! | İyi şarkı söylerim! |
Prendi questa medicina se non ti senti bene. | Kendinizi iyi hissediyorsanız bu ilacı alın. |
Non conosco il francese tanto bene. | Fransızcayı çok iyi bilmiyorum. |
Ha detto a tutti che stava bene. | Herkese iyi olduğunu söyledi. |
Tu cucini veramente bene. | Gerçekten iyi yemek pişiriyorsun. |
Lui gioca molto bene a scacchi. | O çok iyi satranç oynar. |
Mi sento bene ora. | Şimdi iyi hissediyorum. |
Si sente bene? | İyi misin? |
Sì, vi capisco bene. | Evet, sizi iyi anlıyorum. |
Io non so guidare molto bene. | Çok iyi araba sürmeyi bilmiyorum. |
Questa stanza è ben arredata. | Bu oda iyi döşenmiştir. |
Sapete cucinare bene il riso? | İyi pilav pişirmeyi biliyor musun? |
Ha fatto bene a prendere l’ombrello. | o şemsiyeyi almakla iyi etti. |
Va tutto bene, non ti preoccupare. | Her şey yolunda, merak etmeyin. |
Tu giochi bene a tennis? | İyi tenis oynar mısın? |
Non parlo molto bene l’arabo. | Ben çok iyi Arapça bilmiyorum. |
Se per lei va bene, vengo alle tre. | Eğer senin için uygunsa, saat üçte geleceğim. |
Io sono andata bene all’esame. | Sınavda başarılı oldum. |
La mia tastiera non funziona bene. | Klavyem iyi çalışmıyor. |
Non mi sento molto bene oggi. | Bugün pek iyi hissetmiyorum. |
Non dormo sempre così bene. | Her zaman bu kadar iyi uyuyamam. |
Lei ha suonato il piano abbastanza bene. | O oldukça iyi piyano çalardı. |
Le cose non sono andate bene. | İşler iyi gitmedi. |
Lui conosce la situazione sufficientemente bene. | O durumu yeterince iyi biliyor. |
Sarà bene che tu smetta subito di fumare. | Hemen sigarayı bırakmanız sizin için iyi olacaktır. |
Sembra che stia bene adesso. | O şu anda iyi görünüyor. |
Il suo impiego paga bene? | İşinizden iyi maaş alıyor musunuz? |
Che tè beve? Va bene il tè al limone? | Hangi çayı içersin? Limon çayı uygun mudur? |
Mio padre conosce molto bene vostra madre. | Babam anneni çok iyi tanıyor. |
Andai bene nel mio test di francese. | Fransızca sınavımda başarılı oldum. |
Stanno tutti bene? | Herkes iyi mi? |