Rusça Vücudun Parçaları
Части тела на турецком языке
мура́шки
Tüylerin diken diken olması
Tüylerin ürpermesi
У меня́ от э́того зву́ка мура́шки по всему́ те́лу.
Bu sesten dolayı tüylerim diken diken oluyor.
Почему́ от удово́льствия по ко́же бе́гают мура́шки?
Neden ciltte tüyler zevkten dolayı ürperir?
висо́к
Şakak ağrısı
Baş zonklaması
Ка́тя уста́ло потёрла виски́.
Katya yorgun bir şekilde şakaklarını ovuşturdu.
Он почу́вствовал пульси́рующую боль в виска́х.
O şakaklarından zonklamalı bir ağrı hissetti.
весну́шка
çil
Появле́ние весну́шек – э́то норма́льная реа́кция органи́зма на со́лнечное излуче́ние.
Çillerin görünmesi, organizmanın güneş radyasyonuna verdiği normal bir tepkidir.
Её лицо́ бы́ло усы́пано весну́шками.
Onun yüzü çillerle doluydu.
усы́
bıyık
Ми́ша отрасти́л усы́ и тепе́рь похо́ж на своего́ де́да.
Mişa bıyık bıraktı ve şimdi kendi büyükbabasına benziyor.
Усы́ у коша́чьих – э́то ва́жный о́рган, отвеча́ющий за осяза́тельную фу́нкцию.
Kedilerin bıyıkları, dokunma işlevinden sorumlu önemli bir organdır.
живо́т
mide, karın
У меня́ боли́т живо́т.
Benim karnım ağrıyor.
Ля́гте на живо́т и положи́те лоб на мат.
Karnınızın üzerine uzanın ve alnınızı matın üzerine koyun.
рот
ağız
Не говори́ с наби́тым ртом.
Ağzın doluyken konuşma.
Дай воды́, что́-то во рту пересо́хло.
Bana biraz su ver, ağzım kurudu.
голова́
baş, kafa
У меня́ от всего́ э́того голова́ идёт кру́гом.
Bütün bunlardan dolayı kafam dönüyor.
Мне пришла́ в го́лову отли́чная иде́я.
Aklıma (kafama) harika bir fikir geldi.
ступня́
ayak
Я чуть не проколо́ла ступню́ э́тим гвоздём.
Bu çiviyle neredeyse ayağımı deliyordum.
Я уда́рилась ступнёй о ка́мень.
Ayağımı taşa çarptım.
па́лец
parmak
Я поре́зала па́лец.
Ben parmağımı kestim
Осторо́жно, не прищеми́ па́льцы!
Dikkat et, parmaklarını kıstırma!
ресни́ца
kirpik
При таки́х ресни́цах тебе́ не ну́жен макияж.
Bu kirpiklerle makyaj yapmanıza gerek yok.
Мне ресни́ца в глаз попа́ла.
Benim gözümde kirpik var.
заты́лок
ense
Ко́стя почеса́л заты́лок и пожа́л плеча́ми.
Kostya ensesini kaşıdı ve omuzlarını salladı.
У него́ появи́лась седина́ на заты́лке.
Onun ensesinde kır saçlar belirdi.
язы́к
dil
Он говори́т на семи́ языка́х.
O yedi dil konuşuyor.
Язы́к у него́ непло́хо подве́шен.
Onun dili iyi laf yapar.
зуб
diş
Дарёному коню́ в зу́бы не смо́трят.
Beleş atın dişlerine bakılmaz.
У него́ недостава́ло двух пере́дних зубо́в.
O iki ön dişini kaybetti.
ло́коть
dirsek
Она́ взяла́ его́ под ло́коть и они́ напра́вились к вы́ходу.
Onu dirseğinden tuttu ve çıkışa doğru yöneldiler.
Согни́те ру́ку в ло́кте.
Kolunuzu dirseğinizden bükün.
коле́но
diz
Она́ подскользну́лась и уши́бла коле́но.
O kaydı ve dizini incitti.
Он носи́л джи́нсы с протёртыми коле́нями.
O dizleri yıpranmış kot pantolon giyiyordu.
поясни́ца
sırt altı, bel
Он почу́вствовал о́струю боль в поясни́це.
O sırtında keskin bir ağrı hissetti.
Следи́те, что́бы во вре́мя упражне́ния не прогиба́лась поясни́ца.
Egzersiz sırasında belinizin bükük olmadığından emin olun.
плечо́
omuz
Она́ упа́ла и вы́вихнула плечо́.
O düştü ve omzunu burktu.
Он пожа́л плеча́ми.
O omuzlarını salladı.
спина́
sırt
Вы́прями спи́ну!
Sırtını düzelt!
У де́душки боли́т спина́.
Büyükbabamın sırt ağrısı var. (Büyükbabamın sırtı ağrıyor).
бровь
kaş
Она́ нахму́рила бро́ви, обду́мывая ска́занное.
O ne söylendiğini düşünerek kaşlarını çattı.
Все оберну́лись на него́, но он и бро́вью не повёл.
Herkes ona doğru döndü ama o kaşını bile oynatmadı. (gözünü bile kırpmadı)
у́хо
kulak
Он прошепта́л ей что́-то на у́хо.
O onun kulağına bir şeyler fısıldadı.
Я уша́м свои́м не пове́рила.
Ben kendi kulaklarıma inanmadım.
нога́
bacak, ayak
У меня́ но́ги уста́ли от ходьбы́.
Ayaklarım yürümekten yorulmuştu.
Мне натёрло но́гу но́выми боти́нками.
Yeni ayakkabılarım ayağıma vuruyor.
рука́
kol, el
Дай мне ру́ку.
Bana elini ver.
Иди́ вы́мой ру́ки пе́ред обе́дом.
Akşam yemeğinden önce git ellerini yıka.
се́рдце
kalp
Он разби́л ей се́рдце.
O onun kalbini kırdı.
С глаз доло́й – из се́рдца вон.
Gözden ırak olan gönülden de (kalpten) ırak olur.
в́олос
saç
У неё бы́ли дли́нные во́лосы.
Onun uzun saçları vardı.
Я бы хоте́ла покра́сить во́лосы.
Saçımı boyamak istiyorum.
глаз
göz
Откро́й глаза́!
Gözlerini aç!
У него́ бы́ли ка́рие глаза́.
Onun kahverengi gözleri vardı.
лоб
alın
Она́ нахму́рила лоб.
O alnını çattı.
У него́ на лбу напи́сано, что он программи́ст.
Onun bir programcı olduğu alnına yazılmış.
ше́я
boyun
Ты мне так ше́ю слома́ешь.
Bu şekilde sen benim boynumu kıracaksın.
Де́ти бро́сились ему́ на ше́ю.
Çocuklar kendilerini onun boynuna attılar.
ко́жа
deri, cilt
Моя́ ко́жа покры́лась мура́шками.
Cildimin tüyleri diken diken oldu.
Су́мка сде́лана из натура́льной ко́жи.
Çanta doğal deriden yapılmış.
губа́
dudak
Его́ гу́бы растяну́лись в улы́бке.
Onun dudakları bir gülümsemeyle gerildi.
Учёные научи́ли компью́теры чита́ть по губа́м.
Bilim adamları bilgisayarlara dudak okumayı öğrettiler.
лицо́
yüz
В толпе́ он заме́тил знако́мые ли́ца.
O kalabalığın içinde tanıdık yüzler fark etti.
До́лгое вре́мя она́ была́ лицо́м компа́нии.
O uzun zamandır şirketin yüzü olmuştu.
нос
burun
Не суй свой нос куда́ не про́сят.
Burnunu her yere (her işe) sokma. (Her şeye karışma)
На ко́нчике но́са у него́ красова́лся прыщ.
Onun burnunun ucunda dikkat çeken bir sivilce vardı.
щека́
yanak
Её щёки нали́лись румя́нцем.
Onun yanakları kızarmıştı.
Целу́ю в о́бе щёки!
Her iki yanağından öpüyorum!